Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Orhan Sarıbal’dan Fernas Madencilerine Destek Açıklaması

CHP PM Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Fernas maden işçilerine destek vererek önemli açıklamalarda bulundu.

CHP PM Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği

CHP PM Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Fernas maden işçilerine destek vererek önemli açıklamalarda bulundu. Soma faciasında hayatını kaybeden 301 madenciyi hatırlatan Sarıbal, Fernas işçilerinin de benzer tehlikelerle karşı karşıya olduğunu söyledi. İşçilerin, 46 gündür haklarını aradıklarını, bir ay boyunca Soma’da mücadele ettikten sonra 15 gün boyunca Ankara’ya yürüdüklerini belirtti. Ankara’da üçüncü günlerinde olduklarını ve polis engeline takıldıklarını ifade etti. İşçilerin taleplerinin iş güvenliği ve sağlıklı çalışma koşulları olduğunu vurgulayan Sarıbal, hükümeti ve maden sahiplerini eleştirdi.

Tam Metin:

Her an ölümle burun buruna…

Soma Katliamı’nda 301 insanımızı maden ocağında yitirdik. Bugün aynı madenlerde Fernas işçileri direniş içerisindeler. 46. gün bugün bir ay Soma’da mücadelelerini sürdürdüler. Daha sonra 15 gün Ankara’ya yürüdüler. Bugün 3. günleri; toplam 46 gündür mücadele sürmekte, direniş sürmekte. Kurtuluş Parkı’nda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yürüyüp dertlerini anlatmak istediler. Ama bir kez daha polis eylemcileri durdurdu, engel oldu, polis engeline takıldılar ve şu anda orada bekliyorlar.

Ne istiyor Fernas işçileri?

Dertleri çok açık. İşçi sağlığının önemsenmesini, madende çalışan işçilerin sağlıklarının korunmasını istiyorlar. İş güvenliği sağlansın istiyorlar. Hatırlayınız; Soma Katliamı’nda 301 insanımızı yitirmiştik ama kurtulanlar da olmuştu. Demek ki iş güvenliği olsaydı bu insanlarımızı kaybetmeyecektik.

Şimdi Fernas maden işçileri açık bir şekilde ücretlerinin iyileşmesini istiyorlar. İşçi sağlığının daha iyi olmasını ve iş güvenliğinin sağlanmasını talep ediyorlar.

Hangi koşullarda çalışıyor bu arkadaşlarımız?

Yeraltı madenciliğine hâkim olmayan bir çalışma anlayışıyla faaliyet gösteriyorlar. Yeraltında kullanılmaması gereken araçlar, eksik hava sirkülasyonu ve karbonmonoksit tehlikesi bulunan ortamda çalışıyorlar. Elektrik akımına kapılarak toplu ölüm riski taşıyan yerlerde çalışıyorlar. Gaz ölçüm ve izleme ihmalleri yüzünden toplu ölüm riskiyle karşı karşıyalar. Kar amacıyla yetersiz işçi çalıştırıldığından, işçiler uzman olmadıkları alanlarda çalışmaya zorlanıyor. Yüksekten düşerek ölüm riski taşıyan ortamlarda, toz emici cihazlar olmadan solunum riski büyük olan koşullarda çalışıyorlar. Kimyasal madde kullanılmamasına rağmen, yeterli koruyucu ekipman verilmediği için zarar görme riski altında yaşıyorlar. Yeraltı trafiğinde kullanılan araçlar ve alınmayan önlemler nedeniyle ölüm riski olan alanlarda çalışıyorlar. Patlama riski taşıyan sertifikasız aletler kullanılıyor. Yetersiz tahkimat kurulması sebebiyle göçük riski olan yerlerde çalışıyorlar. Dört kez olduğu gibi ocağı su basma riski altında çalışıyorlar.

Özetle, işçiler her işe başladığında mesaileri boyunca ölüm riskiyle karşı karşıya çalışıyorlar. İstedikleri çok açık: İş güvenliği sağlansın, işçi sağlığı korunsun.

Türkiye’de iki tür madencilik var

Maalesef Türkiye’de iki tür madencilik var. Biri maden sahiplerine hizmet eden madencilik, diğeri ise işçilerin yaşadığı madencilik. Maden sahipleri için kamu kurumları, yasalar, emniyet ve hükümet tamamen devrede, ama işçilere gelince yalnızca ölümle karşı karşıyalar. İşçiler ölmesin, madende mahkûm olmasınlar. İşçiler yeni iş kazalarına değil, iş katliamlarına maruz kalmasın diye direnişlerini sürdürüyorlar. Şu anda Kurtuluş Parkı’nda Meclis’e gelme çabası içerisindeler ancak polis buna izin vermiyor.

İktidar ve özel sektör iş birliği

Hükümeti ve valiyi uyarmak istiyoruz. Bu insanlar bizim insanlarımız. Yer altında çalışsalar da gökyüzüne çıksalar da bunlar bizim insanlarımız. Eğer bir ülkede insanlar daha onurlu, daha insanca çalışma koşulları istiyorlarsa ve buna emniyet güçleri, valiler ve hükümet yetkilileri engel oluyorsa, o ülkede baskı vardır, zulüm vardır, faşizm vardır. Maden sahipleriyle iş birliği yapan bir iktidar vardır. İşçi sağlığını ve güvenliğini hiçe sayan bu düzen değişmelidir. Emek, demokrasi, barış ve insanca yaşam mücadelesini sürdüreceğiz. Yaşasın dayanışma, yaşasın emek, yaşasın birlikte mücadele.