CHP Parti Meclisi Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, AK Parti Milletvekili Mustafa Varank’ın tarım politikalarına dair açıklamalarına Bursa Portalı sayfamıza yaptığı açıklamalarla çok sert tepki gösterdi. Sarıbal, Varank’ın tarımın gerçeklerinden ve dinamiklerinden habersiz olduğunu belirtti ve eleştirilerini dile getirdi.
“Sana E-Ticaret Bakanlığı Yakışır, Tarımdan Anladığın Yok”
Sarıbal, “Varank, bakanlık yaptı sana e-ticaret bakanlığı sanıyorum ama tarımın dinamikleri ve tarımın gerçekleriyle ilgili ne kadar bilgisinin olduğu konusunda şüphelerim var. Çünkü başta incir olmak üzere ne yazık ki istenilen bir fiyat alamıyor üretici. Özellikle domates, karpuz, Yenişehir’in biberi, buğday, arpa, patates, soğan; bütün bu ürünlerde çiftçi tarihi zarar etmekte. Bunların farkında bile değil, o bir eli yağda bir eli balda yaşamaya devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
“Çiftçi Tarihi Zararlar Yaşıyor”
Sarıbal, Türkiye’nin ekonomik koşullarının 2024 yılında her kesimi olumsuz etkilediğini ve çiftçiyi çok daha derinden vurduğunu belirtti: “Domateste dekar başına 10-15 bin TL, karpuzda 20 bin TL’ye kadar zarar etmiş. Fasulye, biber, birçok üründe çiftçi maalesef yerle bir olmuş durumda. Ama hâlâ birilerinin yalan söylediğini ve kendilerinin en doğrusunu yaptıklarını söylüyorlar. Ne yazık ki gerçek bu değil.”
“Çiftçinin Borç Krizi”
“Çiftçinin şu anda sadece bankalara olan borcu 700 milyar TL’yi aşmış durumda. Tarımsal borcu da cabası. Mazot, tohum, ilaç, gübre bayilerine olan borç, işçilik, su, elektrik borçları da var ve özellikle işçilik borcu da durmakta. Bir yılda 450 milyar olan çiftçinin bankalara borcu 700 milyar TL’yi geçmiş durumda. Çiftçi bu koşullarda büyük bir borç krizi ile karşı karşıya. Çok büyük bir kesim ancak elindeki gayrimenkulleri ya da başka varsa traktör ve benzerini satarak belki borçlarının bir kısmını ödeyebilir.”
“Toprak Satışları Patlayacak, Ziraat Bankası’na Bakın!”
Sarıbal, ciddi bir toprak satışının olacağını ve Ziraat Bankası’nın sitelerinde binlerce tarım alanının satılık olduğunu ifade ederek, “Ziraat Bankası ve başka bankaların, davalardan dolayı Bursa özelinde en kötü yıllarından birini yaşamaktadır. Bursa çiftçisi, salçalık domateste Türkiye birincisi olan Karacabey ve Kemalpaşa ciddi bir sıkıntı yaşamakta,” dedi.
“Tarımda Plansızlık ve Ekonomik Politika İflası”
“Bunun kaynağı da bizzat Tayyip Erdoğan ve Mehmet Şimşek’in faiz politikalarıdır, enflasyonu indirme politikalarıdır. Enflasyonu kendileri yaratıp, bunun bedelini halka ve çiftçiye ödetiyorlar. Tarım ürünleri tarlada maliyeti çok yüksek. Mazot, gübre, ilaç, tohum, elektrik, su parası, işçilik ve benzeri giderlerle bunları görüyor ama bunlarla ilgili en ufak bir tedbir yok.”
“Gıda Enflasyonu Düşürülsün Diye Çiftçiye Bedel Ödetiyorlar”
“Bu ekonomik politikalar üzerinden piyasada tarıma dayalı ürünlerin fiyatını düşürerek gıda enflasyonunu düşürüp kredi derecelendirme kuruluşlarından artı puan alıp dışarıdan para çekmeye çalışıyorlar ve bunun bedelini de çiftçimize ödetiyorlar. Yani kısaca çiftçi kötü, perişan. Ama hükümet, hala muhalefet ya da gelen eleştiriler üzerinden kendini savunmaya kalkıyor ve diğerlerinin yalan söylediğini iddia ediyorlar.”
“Tarım Destekleri Yalanı ve Gerçekler”
“Tarım desteklerine gelince de şaka gibi, 244 TL temel bir destekleme dekar başına belirlenmiş. Bunun bir kodu var. Yani buğdayda dekar başına 244 TL verilecek. Diğer ilaveler yeraltı su koruma, tarım sertifikalı tohum gibi bazı destekleri de içermekte. Ama hem buğdayda hem ayçiçeğinde, yağlı tohumlar üzerinden, pamuk ve endüstri bitkileri üzerinden, mercimek ve baklagiller üzerinden yapılan değerlendirmelerde bugünkü desteklemenin çok çok altında bir desteklemenin olduğunu görüyoruz.”
“Tarım Politikası ve Planlama Eksiklikleri”
“Bir planlamadan bahsediliyor ama o planlamanın yürütülebilmesi için çiftçinin o planlamaya dahil olabilmesi için ne bir taban fiyat uygulaması var ne bir alım garantisi var. Yine çiftçi kendi kaderine terk edilmiş bir durumla karşı karşıya. Desteklemenin modelini değiştirmişler, mazot ve gübre desteği olarak değil, temel destek olarak tanımlamışlar.”
“Geleceğe Dair Belirsizlik ve Yetersiz Destekler”
“2025 yılı için 244 TL bir dekar başına doğrudan ödeme öngörmüşler. Ayçiçeğinde bunu 1:30 katsayılı çarpacaklar, pamukta 2.25 katsayı ile çarpacaklar. Ama bütün bunları değerlendirdiğimizde şu andaki mevcut gübre, mazot ve prim fark destekleri ile karşılaştırdığımızda çok daha aşağıda bir desteklemeyi görüyoruz. Bütünüyle net değil, rakamlar da net değil. Ne olduğunu ancak 2025 yılı bütçesi ortaya çıktığında görebileceğiz.”
“Varank Tarımdan Elini Çeksin”
Sarıbal, Varank’a yönelik sözlerini sertleştirerek, “Dolayısıyla ben çok açık söylüyorum, Varank da bilmediği işlere çok karışmasın. Ama eğer hakikaten bir şey yapacaklarsa, söyledik: Domates ihracatçısına destek verebilirler, çiftçinin kullandığı krediden faiz almayabilirler, sanayiciye ve özellikle salça gibi gıda sanayicisine sıfır faizli altı aylık bir yıllık kredi sağlayabilirler.”
“Çiftçiye Haklarını Verin, Halkı Aldatmayı Bırakın”
Son olarak Sarıbal, “İhracatlara yazboz tahtası gibi yasaklama, kısıtlama ve kota getirmekten vazgeçerler. Ve bir avuç tefeciye 2024 yılında 1.3 trilyon TL faiz verirken, çiftçisine de hak ettiği, kanundan gelen 411 milyar TL’yi verirler ve belki bir işe yarar. Onun dışında halkı aldatmaya, algı yaratmaya ve açıkçası yalan söylemeye devam ederler,” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.